gastroenteropankreatik tümörler ne demek?

Gastroenteropankreatik Nöroendokrin Tümörler (GEP-NET)

Gastroenteropankreatik nöroendokrin tümörler (GEP-NET), sindirim sistemi ve pankreasta bulunan nöroendokrin hücrelerden kaynaklanan tümörlerdir. Bu tümörler, nadir görülen fakat çeşitli klinik tablolarla karşımıza çıkabilen heterojen bir grup oluşturur. Nöroendokrin hücreler, hormon ve benzeri maddeler salgılayarak vücudun çeşitli fonksiyonlarını düzenlerler. GEP-NET'ler hem hormon salgılayabilir (fonksiyonel) hem de salgılamayabilir (non-fonksiyonel).

Sınıflandırma

GEP-NET'ler, köken aldıkları bölgeye ve hücresel özelliklerine göre çeşitli şekillerde sınıflandırılabilirler:

1. Köken Aldığı Yere Göre:

2. Fonksiyonel Durumuna Göre:

  • Fonksiyonel GEP-NET: Hormon salgılayan ve klinik belirtilere neden olan tümörlerdir. Yukarıda belirtilen hormon üreten PNET'ler (insülinoma, gastrinoma vb.) fonksiyonel tümörlerdir.
  • Non-Fonksiyonel GEP-NET: Hormon salgılamayan veya çok az miktarda salgılayan ve genellikle tesadüfen saptanan tümörlerdir.

3. Derecelendirme (Grading):

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından belirlenen kriterlere göre, tümör hücrelerinin bölünme hızı (mitotik indeks) ve Ki-67 proliferasyon indeksi gibi faktörler kullanılarak derecelendirme yapılır:

  • G1 (Düşük Dereceli): İyi farklılaşmış, yavaş büyüyen tümörler.
  • G2 (Orta Dereceli): Orta derecede farklılaşmış, orta hızda büyüyen tümörler.
  • G3 (Yüksek Dereceli): Kötü farklılaşmış, hızlı büyüyen tümörler. Bu kategori, nöroendokrin karsinom (NEC) olarak da adlandırılır.
  • Yüksek Dereceli Nöroendokrin Tümör (NET G3): Morfolojik olarak NET özellikleri gösteren, yüksek proliferasyon oranına sahip tümörler.

Epidemiyoloji

GEP-NET'ler, tüm gastrointestinal sistem tümörlerinin yaklaşık %2'sini oluşturur. Görülme sıklığı son yıllarda artış göstermektedir; bu durum, tanı yöntemlerindeki gelişmeler ve farkındalığın artmasıyla ilişkilidir.

Etyoloji ve Risk Faktörleri

GEP-NET'lerin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, bazı genetik sendromlar ve durumlar risk faktörü olarak kabul edilir:

Belirtiler ve Semptomlar

GEP-NET'lerin belirtileri, tümörün yerleşim yerine, büyüklüğüne, hormon salgılayıp salgılamadığına ve metastaz yapıp yapmadığına bağlı olarak değişkenlik gösterir.

Fonksiyonel Tümörlerin Belirtileri:

  • Karsinoid Sendromu: İnce bağırsak NET'lerinde görülebilir. Yüzde kızarma, ishal, karın ağrısı, hırıltılı solunum ve kalp sorunlarına neden olabilir.
  • İnsülinoma: Hipoglisemi (düşük kan şekeri) ataklarına neden olabilir. Terleme, titreme, açlık hissi, bilinç bulanıklığı ve nöbetler görülebilir.
  • Gastrinoma: Zollinger-Ellison Sendromu'na neden olabilir. Mide asidinin aşırı salgılanmasıyla peptik ülser, ishal ve karın ağrısı görülebilir.
  • Glukagonoma: Dermatit, diyabet, kilo kaybı ve tromboembolik olaylara neden olabilir.
  • VIPoma: Sulu ishal, hipokalemi (düşük potasyum) ve aklorhidri (mide asidi eksikliği) ile karakterizedir.

Non-Fonksiyonel Tümörlerin Belirtileri:

  • Karın ağrısı
  • Bulantı ve kusma
  • İştahsızlık
  • Kilo kaybı
  • Sarılık (eğer tümör safra kanallarını tıkarsa)
  • Gastrointestinal kanama

Tanı

GEP-NET tanısı, klinik belirtiler, görüntüleme yöntemleri ve biyopsi sonuçlarının bir araya getirilmesiyle konulur.

1. Fizik Muayene ve Öykü: Hastanın belirtileri, tıbbi öyküsü ve aile öyküsü değerlendirilir.

2. Laboratuvar Testleri:

  • Kan Testleri: Kromogranin A (CgA), pankreatik polipeptit (PP), nöron spesifik enolaz (NSE) gibi tümör belirteçlerine bakılır. Ayrıca, hormon seviyeleri (insülin, gastrin, glukagon, VIP, somatostatin) ölçülebilir.
  • İdrar Testleri: 5-HIAA (5-hidroksiindolasetik asit) seviyesi ölçülebilir (karsinoid sendromu şüphesinde).

3. Görüntüleme Yöntemleri:

  • Bilgisayarlı Tomografi (BT): Karın ve pelvisin BT taraması, tümörün yerini, büyüklüğünü ve yayılımını belirlemede kullanılır.
  • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): BT'ye alternatif veya ek olarak kullanılabilir. Özellikle karaciğer metastazlarını değerlendirmede faydalıdır.
  • Endoskopik Ultrasonografi (EUS): Mide ve pankreasın detaylı görüntülenmesini sağlar ve biyopsi alınmasına olanak tanır.
  • Somatostatin Reseptör Sintigrafisi (SRS) veya PET/BT: Oktreotid veya DOTATATE gibi somatostatin analogları ile işaretlenmiş radyoaktif maddeler kullanılarak tümör hücrelerinin görüntülenmesini sağlar. Bu yöntem, tümörün yayılımını belirlemede ve tedaviye yanıtı değerlendirmede önemlidir. PET/BT genellikle daha yüksek çözünürlük sağlar.

4. Biyopsi: Tümörden alınan doku örneğinin patolojik incelemesi tanıyı kesinleştirir. İmmünohistokimyasal boyamalar (kromogranin A, sinaptofizik, Ki-67) tümörün tipini ve derecesini belirlemede kullanılır.

Tedavi

GEP-NET'lerin tedavisi, tümörün tipine, derecesine, yayılımına ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Multidisipliner bir yaklaşım (cerrah, onkolog, endokrinolog, radyolog) önemlidir.

1. Cerrahi:

  • Tümörün tamamen çıkarılması (rezeksiyon) mümkünse, cerrahi en etkili tedavi yöntemidir.
  • Metastaz yapmış olsa bile, bazı durumlarda semptomları hafifletmek veya tümör yükünü azaltmak amacıyla cerrahi uygulanabilir (debulking cerrahisi).
  • Karaciğer metastazları için karaciğer rezeksiyonu veya radyofrekans ablasyonu (RFA) gibi yöntemler kullanılabilir.

2. İlaç Tedavisi:

  • Somatostatin Analogları (SSA): Oktreotid ve lanreotid gibi ilaçlar, hormon salgılayan tümörlerin belirtilerini kontrol altında tutmada ve bazı durumlarda tümör büyümesini yavaşlatmada kullanılır.
  • Hedefe Yönelik Tedaviler:
    • mTOR İnhibitörleri (Everolimus): Tümör hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını engelleyerek etki gösterir.
    • VEGF İnhibitörleri (Sunitinib): Tümörün kan damarlarını oluşturmasını engelleyerek tümörün büyümesini durdurur.
  • Kemoterapi: Yüksek dereceli (G3) nöroendokrin karsinomlarda veya diğer tedavilere yanıt vermeyen durumlarda kullanılabilir. Sisplatin ve etoposit gibi ilaçlar sıklıkla kullanılır.
  • Peptid Reseptör Radyonüklid Tedavisi (PRRT): Lutesyum-177 DOTATATE gibi radyoaktif maddeler, somatostatin reseptörlerini hedef alarak tümör hücrelerini yok eder.

3. Diğer Tedavi Yöntemleri:

  • Karaciğer Arteriyel Embolizasyon (TAE) veya Kemoembolizasyon (TACE): Karaciğer metastazları için kullanılan bir yöntemdir. Tümöre giden kan damarlarının tıkanması ve kemoterapi ilaçlarının doğrudan tümöre verilmesi prensibine dayanır.
  • Stereotaktik Radyoterapi (SBRT): Yüksek dozda radyasyonun doğrudan tümöre verilmesini sağlayan bir yöntemdir.

Prognoz

GEP-NET'lerin prognozu, tümörün tipine, derecesine, evresine, tedaviye yanıtına ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişkenlik gösterir. Düşük dereceli ve erken evredeki tümörlerin prognozu genellikle daha iyidir. Erken tanı ve uygun tedavi ile hastaların yaşam süresi ve yaşam kalitesi artırılabilir.

Takip

Tedavi sonrası hastaların düzenli olarak takip edilmesi önemlidir. Takip sürecinde fizik muayene, laboratuvar testleri (tümör belirteçleri), ve görüntüleme yöntemleri (BT, MRG, SRS/PET-BT) kullanılır. Takip, nüksü erken tespit etmek ve tedaviye yanıtı değerlendirmek amacıyla yapılır.

Kendi sorunu sor